Kitabı bitirdim. Hemen yorumlayım dedim.
Elif Şafak'ın 2006 yılında büyük yankı uyandırmış bu kitabının genel konusu Ermeni soy kırım iddiası.
Ermeni Çakmakçıyan ve Türk Kazancı ailelerinin tesadüfi( ! ) karşılaşmalarıyla konu dallanıp budaklandırılıyor.Tesadüfi ( ! ) diyorum çünkü Elif Şafak bazen inanılması güç tesadüflerden bahsediyor.Hadi canım diyorsunuz.
Mesela Asya'nın dedesi Armanuş'un büyük dayısının çırağıymış.Bunun gibi tuhaf bağlantılar görülüyor Şafak kitaplarında. Sanki Türk sineması izliyor gibi oluyorsunuz.
Bu kitapta Şafak'a katıldığım nokta şu ki evet Türkler sürekliliği kabul etmiyor.
Osmanlı'nın ve daha önceki Türk devletlerinin devamı değilmişiz de gökten zembille 1923'te düşmüşüz gibi..
Biz Osmanlının devamıyız.Rejim farklı olabilir, şartlar da farklı olabilir ama en azından onların torunu olduğumuzu kabul etmeliyiz.
Şafak 2006 yılında bu kitabıyla Türkleri aşağılamak suçundan yargılanmış ve beraat almış.
Evet Anuş ağacındaki Ermeniler'in bu iddiayı kabul ettirme istemelerini ve saldırgan tutumlarını okuyan biri diyebilir ki 'A bu yazar demek ki böyle düşünüyor.'
Ama diğer yandan Asya'nın ve özellikle Aram'ın konuşmalarını da okuyunca karşı teze de hak veriyorsunuz.
Aslında Ermenilerin kendi diyasporalarında , geçmişlerinde takılıp kalmış ve hala büyüklerinin etkisinde olduklarını görüyorsunuz.
Kafe kunderadaki anti mlliyetçi senarist:
'Ben bu konu üzerinde titiz araştırma yürütmüş biri olarak konuşuyorum. Öyle bir şey olmadı. Hiç öyle bir şey olmadı. Ailen için üzüldüm ama o zamanlar savaş zamanıydı, iki taraftan da insanlar öldü. Ermeni isyancıların ne kadar Türk öldürdüğünü biliyor musun? Hikâyenin öbür tarafını düşündün mü hiç? Acı çeken Türk aileleri için ne diyeceksin? Olanlar çok trajik ama ben tarihi gerçekleri her türlü safsatanın üstünde görürüm. Ermeni gençlerinin beyninin yıkandığını görüyorum. Ermeni iddiaları abartı ve çarpıtma üzerine kurulu. Yapmayın, bazıları iki milyon Ermeni öldürdüğümüzü bile söylüyorlar. Aklı başında hiçbir insan bunu ciddiye alamaz'
Ermei olan ve İstanbul'da mutlu bir şekilde hayatını devam ettiren Aram:
'Siz diyasporadaki Ermenilerin hiç Türk arkadaşınız yok. Yegâne aşina olduğunuz şey ninelerinizden, dedelerinizden ya da birbirinizden duyduğunuz hikâyeler. O hikâyeler de son derece üzücü. Ama inan bana her ülke gibi Türkiye'de de iyi insanlar ve kötü insanlar var. Bana kendi öz kardeşimden daha yakın Türk arkadaşlarım var burada'
Tavırlarıyla, düşünceleriyle Suç ve Ceza'nın Raskalnikov'unu andıran Asya:
Arka kapak:
Sonuç olarak bu kitaptan Şafak'ın diğer kitapları kadar etkilenmedim ve bu kitabı çok sevemedim.
Senaryosu, kurgusu çok zayıf geldi.
Diğer kitaplarından aldığım tadı bundan alamadım.
Not:Asya'nın babasının kim olduğunu okuduğumda ise miğdem bulandı.